SON DAKİKA
Tarih : 2020.05.13 16:50:45

Düşük Maliyetli Hava Yolu Şirketlerini Zor Günler Bekliyor

Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı Türkiye Daimi Temsilcisi Suat Hayri Aka “Havacılık sektörüne yeniden ivme kazandırmaya yönelik kararlar, hava yolu şirketlerinin varlık ve hizmetlerinin sürdürülebilirliğinde de belirleyici olacak” dedi. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla durma noktasına gelen havacılık sektörüne yeniden ivme kazandırmaya ve halk sağlığını korumaya yönelik uygulamaya konulacak önlemlerin, “Low-Cost” ya da “Budget Carrier” diye tabir edilen ucuz seyahat hizmeti sunan şirketlerin “varlıklarını sürdürebilmeleri” açısından da belirleyici olması bekleniyor. Havacılık sektörüne yeniden ivme kazandırmaya yönelik çalışmalara işaret eden Aka, “Havalimanlarının yolcu indirme ve bindirme ile check-in prosedürlerini, seyahat sırasındaki koltuk ve oturma düzenini, uçak içi ikramları, hastalığın yayılmasına imkan verebilecek ortamların dezenfeksiyonunu ve uçak içi havalandırma sistem kalitesini yeni koşullara uyumlu hale getirmeyi amaçlayan projeler var.” dedi.

Aka, hangi önlemlerin alınacağı ve hangi oranda uygulamaya konulacağının salgının izleyeceği seyre ve hükümetlerin bu seyir ışığında alacakları kararlara bağlı olduğunu söyledi. Söz konusu kararların hava yolu şirketlerinin işletme modellerini etkilemesinin yanı sıra şirketlerin varlıkları ve hizmetlerinin sürdürülebilirliğinde de belirleyici olacağını vurgulayan Aka, şöyle konuştu: “Örneğin, Türkiye’de ve dünyada çok sayıda Low-Cost ya da Budget Carrier diye tabir edilen yüksek yolcu yoğunluğu ve kapasite kullanımına dayalı ama çok büyük sayılarda yolcunun ucuz fiyatlarla seyahat etmesine imkan veren şirketler belirli bir yolcu sayısının altına düşmeleri halinde şimdiye kadar sundukları ucuz seyahat hizmetini sunamayabilirler.” Aka, işletme düzenlerini verimli bir maliyet kontrolü üzerine kuran bu şirketlerin, yeni dönemde uygulanması öngörülen bazı külfetli Kovid-19 tedbirlerinin getireceği ek maliyetlere karşı hassas olduğunu belirterek, “Low-Cost şirketler dünya turizminin ve ekonomisinin artık vazgeçilmez unsurlarıdır ve hizmetlerinden yoksun kalınması çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu operatörler, Türkiye’de de özellikle iç hatlarda son 15 yılda hızla gelişen hava taşımacılığında büyük bir paya sahiptir.” ifadelerini kullandı.

BİR KOLTUK BOŞ BIRAKMANIN ETKİSİ

Uçakların modellerine göre farklı koltuk sayısı ve düzeni olduğuna dikkati çeken Aka, bir koltuk boş bırakma tedbirinin maliyetler, verimlilik ve virüsten korunma gayretleri üzerindeki etkisinin de farklı düzeylerde olacağını ve bunun da rekabet eşitsizliği ve verimsizlik gibi sonuçlar doğurabileceğini savundu. Aka, orta vadede ülkelerin üzerindeki ekonomik baskıların artmasıyla birtakım radikal önlemlere gidilebileceğine değinerek şunları kaydetti: “Uluslararası seferlerin kademeli olarak başlaması bekleniyor fakat buna mukabil, hastalığın yayılma hızının yarattığı güçlü ihtiyattan doğan reflekslerle seyahat kısıtlamalarının farklı nitelikler kazanmaya başlayabileceğini söylemek de mümkün. Başka bir deyişle, ülkeler kendi topraklarına uluslararası seferleri kabul ederken belli halk sağlığı ölçütlerine dayanarak eskisinden daha seçici davranabilirler. ”

“SİVİL HAVACILIK TARİHİNİN EN BÜYÜK TESTİ”NDE FATURA AĞIR

Ocak ayında dünya genelinde günlük 114 bin yolcu taşımacılığı seferi düzenlenirken nisan sonunda bu sayının 20 binlere indiğini aktaran Aka, sivil havacılığın tarihinin en büyük testiyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Aka, “Bundan önceki hiçbir badire, sektörde bu kadar derin ve küresel çapta etki yaratmamıştır. Küresel sınamaların üstesinden gelmek, küresel çözümler gerektirir; halihazırda sivil havacılık dünyası da bu çözümleri tartışmaya hazırlanıyor.” dedi. Dünya çapında 65,5 milyon insana iş kapısı olan havacılık sektörünün küresel ekonomiye katkısı yıllık 2,7 trilyon dolar olarak hesaplanıyor. ICAO verilerine göre, uluslararası hava yolu yolcu trafiğinde bu yıl 1,5 milyarlık düşüş olması bekleniyor.

Bununla birlikte uluslararası koltuk kapasitesinin neredeyse dörtte üç oranında düşebileceği, bunun daha önceden tahmin edilen faaliyet gelirlerine kıyasla 273 milyar dolarlık bir kayba neden olabileceği öngörülüyor. Sosyal mesafe tedbirinin uygulamaya konularak uçaklarda ortadaki koltuğun boş bırakılması durumunda, uçak kapasitenin üçte bir oranında düşerek yolcu doluluk oranlarının yüzde 77’lik ortalamanın çok altında gerçekleşmesi bekleniyor. “İndirimli hava yolları”nda ise bu ortalama yaklaşık yüzde 90 civarında bulunuyor.

Yazarlar