SON DAKİKA
Tarih : 2022.02.17 16:46:39

Havacılık da Güzel Şeyler Oluyor

HAVACILIK DA GÜZEL ŞEYLER OLUYOR…

HER TOPLULUĞUN, HER SINIFIN VEYA HER TAKIMIN BİR UKALASI VARDIR.

Evet, bu sözü bir yerde okudum. Katılıyorum. Belki ben de bizim sınıfın ukalasıyımdır. Olur, olmaz yerde, haddim olmayarak bazen ahkam keserim. Bir de eski Alman Bavyera Eyaleti Başbakanı Markus Soder’in, son günlerde en çok ihtiyacımız olanı işaret eden şu sözünü de hatırlayıp bu uzun yazımıza başlayalım: “ Bir sürü testten geçiyoruz, ama en önemlisi karakter testinden geçmemizdir. Gün dayanışma, disiplin ve paylaşma günüdür. Bu testten hepimiz mutlaka geçmeliyiz…” İşte ilk konumuz.

BU OYLAR NİÇİN YERİNDE SAYILMAZ?

Artık Seçim Sath-ı Maili’ne girdik. Yani, seçim kapıya dayandı. Bu demektir ki; hiçbir parti veya siyasetçinin bundan kaçmasına imkan yoktur. Öyleyse yeni bazı düzenlemelerin yapılmasının artık zamanı geldi. Burada biraz ukalalık yapayım. Yarım asırlık gazetecilik hayatımın tam 40 yılı Havalimanı Muhabiri olarak geçti. Her seçim zamanı yukarda gördüğünüz fotoğrafları çektik. Pekala, şimdi buradan soruyorum? Bu oylar niçin yurt dışında verildiği yerde sayılmıyor da, o açılmamış zarflar torbalar içinde günlerce uçaklarla ülkeye getiriliyor. Bu oylar, yurt dışındaki temsilciliklerimiz, yani Büyükelçiliklerimiz, Konsolosluklarımız da verilmektedir. O binaların içi TC Devletidir. Oylar aynı Türkiye’de olduğu gibi siyasi temsilcilerin ve güvenlik kuvvetinin bulunduğu bir heyet önünde verilmektedir. Sonra bu oylar açılmadan sayılarak torbalara konulur, mühürlenir uçaklarla Türkiye’ye getirilir. Bunun için uçaklar kiralanır, Yüksek Seçim Kurulunun tayin ettiği personeller, güvenlikçiler tarafından alınıp getirilir. Bazıları direkt Ankara’ya, bazıları İstanbul’da depolanıp daha sonra Ankara’ya götürülür. Anlayacağınız bir sürü eziyet ve masraf. Bakın daha çok yakında Bulgaristan bunun örneğini verdi. Ülkelerindeki seçime katılan ve Türkiye’de yaşayan Bulgaristan vatandaşlarının oyları bulundukları kentteki temsilciliklerde sayıldı, heyet tarafından imzalandı ve dijital ortamda ülkelerine gönderildi. Bu kadar basit. Biz bunu niçin yapmıyoruz? O Büyükelçilikler, Konsolosluklar birer Devlet Dairesi. Sayın orada oyları. Tutun zaptınızı, yükleyin bilgisayara, basın tuşa, gitsin merkeze. Öncelikle Yüksek Seçim Kurulu benim bu ukalalığımı bağışlayıp konuyu mutlaka görüşmelidir.

HAVACILIK DA GÜZEL ŞEYLER OLUYOR.

Bakın son günlerde muhalefetin dilinden düşürmediği “Liyakat” konusu var. Liyakat sahibi olanın, layık olduğu yere atanmasını da dile getirmek bizlere, yani basına düşünüyor. Eksik olmasın havacılık haberleri yapan sitelerimiz bunu çok güzel değerlendi. Neydi o atama? Devlet Hava Meydanları İşletmesin de (DHMİ) Hava Seyrüsefer Daire Başkanlığına Özcan Durukan atandı. Özcan Durukan’ı tanımam. Okuduğum kadarıyla hak edilmiş bir atama. Özcan Durukan Kimdir? Kariyerine Hava Trafik Kontrolörü olarak başladı. Bu işin başlangıç yeri burasıdır. Sizin anlayacağınız şekilde söyleyeyim. Havalimanlarında Kule olarak bildiğimiz, o yüksek binalarda çalışır bu arkadaşlar. Havadaki ve yerdeki tüm uçaklar bu arkadaşlara bağlıdır. Onları yere indirip, kaldırırlar. Üstümüzden geçenleri takip ederler. Çok büyük sorumluluk isteyen bir görevdir. Buralara torpille girilmez. Yetenek, bilgi, dikkat ve ani karar verme özelliği olmak gerekir. İşte Özkan kardeşimiz işe buradan başlamış. Ondan sonra bilgisi ve çalışkanlığı sonucu EUROCONTROL dahil havacılığın tüm bölümlerinde görev almış. Ülkemizi temsil etmiş. Uluslar arası alanlarda aldığı görevleri yazsam sayfa yetmez. Yani kısacası liyakat sahibi bu kez yerini buldu. Özcan Durukan’ı kutlarım. Bu arada THY’de ayrılan ve İlker Aycı’nın yerine atanan Prof.Ahmet Bolat’da aynı Özcan Durukan gibi gerçek kariyer sahibi. Şirket içindeki uzun yıllara dayanan başarılı çalışmasının ödülünü ülkemizin markası olan THY’nin başına geçmesiyle aldı. Böylece bir liyakat örneğini de THY’de gördük. Kutlu ve hayırlı olsun.

BİR DE BİLAL EKŞİ GERÇEĞİ VAR.

THY’nin Genel Müdürü Bilal Ekşi için benim kişisel tanımlamamla, “Sabır Taşı Ekşi” Tam 2003 yılından bu yana THY çatısı altında görev yapıyor. Onun da üst düzey bir kariyer var. Verilen tüm görevleri layıkıyle yaptı. Hatta bir ara sanırım 2011’de ihtiyaç üzerine Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne de getirildi. Kısa bir süre Kıbrıs Hava Yolları Genel Müdürlüğü de yaptı. Tekrar yuvaya döndü. İlker Aycı döneminde THY Genel Müdürü oldu. Ancak ön plana çıkartılmadı. Hiç sesini çıkarmadan sadece işine odaklandı. Fakat benim de aktif görev yaptığım yallarda kendi Twitter hesabından şirketi sempatik gösteren kısa kısa tweetler atmaya başladı. İlk başta yadırgayanlar oldu ama ülkede aynı yöntemi uygulayan üst düzey siyasiler ortaya çıkınca Ekşi Müdüre pek ses çıkarmadılar. Öyle güzel, anlamlı ve özlü twitler atıyordu ki ben bile ara sıra bunları haber yapıyordum. Şirket hakkında vermek istediği fikri veya çalışmayı iki cümleyle bezen bir Anadolu ezgisinden alıntı cümleler, bazen halk şairlerinden dizeler, bazen de atasözleriyle bunu çok güzel başarıyordu. O dönemde benim Bilal Ekşi tweterlerinden alıntı haberlerime kızanlar, gülenler şimdi her sabah Bilal Bey bugün acaba ne tweet attı diye marakla o sayfaya bakıyor? Mesela iki gün önce Sayın Genel Müdür verdiği bilgide, 2021 yılında tam 292 bin 20 ağaç dikerek yeşil bir dünya için katkıda bulunduklarını yazdı. Ne güzel değil mi? Sabırlı yıllarınızı en iyi bilenlerdenim Sayın Genel Müdür Bilal Ekşi, siz o güzel tweetter lerinize lütfen devam edin.

TAV’IN KAR’INI GÖRMEZDEN GELMEYİN.

Havacılık da Güzel Şeyler Oluyor derken, nasıl basının Amiral Gemisi varsa. Bana göre de Havacılığın Amiral Gemisi TAV Havalimanlarını da unutmayalım. O geminin Amirali de Sani Şener’dir. Yıllarca Atatürk Havalimanı’nda beraber görev yaptık. Ülkemizin gururu olan bu havalimanın da çok güzel günleri iliklerimize kadar yaşadık. Kendine özgü, çalışanların “Sani Baba” dediği bir Sani Şener yönetiminin neler kadir olduğunu gördük. Teröristlerin bombalarla katliam yaptığı o korkunç gecede havalimanına ilk gelen ve kolay kolay üç günden önce açılamaz denilen terminali bizzat işin başında durarak güneşin doğuşuyla tekrar hizmete açan bir Sani Şener’di o. İran’a yaptıkları havalimanını tam işletmeye başlayacakları sırada karşılarında ve pist başına yerleşmiş tankları görünce sakinliğini hiç bozmadan “İlerde çözeriz” diyerek güzelim terminali terk eden bir Sani Şener’di o. Zira İran yetkili makamları bu güzelim hazır bitmiş havalimanına el koydu. “Siz çekin gidin, Burayı biz işleteceğiz. Paranızı sonra veririz” diyorlardı. Libya’da inşaatı devam eden havalimanındaki çalışanlarını savaş çıkması nedeniyle soğukkanlı bir şekilde tahliye eden bir Sani Şener’di o. Son olarak çocuğu gibi besleyip büyüttüğü ve hatta daha üç yıl çalıştıracaksınız şuraya ilave bir terminal daha yapın isteğini de kırmadan yapan, ama daha koltuklarını bile taşımadan hüzünlü bir ayrılışı yaşayan Sani Şener’di o. Aklıma bu kadarı geldi. Çok zorluk yaşardı ama hiç yüksünmedi. Yeni Havalimanı için de kaçmadı, ihaleye girdi ancak karşısındaki konsorsiyum daha bilekli çıktı. Bundan da yüksünmedi ve “Bu ülke bizim” diyerek. İzmir, Ankara, Antalya gibi birçok havalimanı işletmesinin sorumluluğunu hepimize bir ders gibi öğreterek yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Yurt dışında özellikle Orta Doğu’da onlarca havalimanı işleten ve bir çok tesisin inşaatını yüklenen TAV İnşaatı da yüceltti. Şimdi pandemi nedeniyle yaşanan kayıpların şikayetini hiç yapmadan geldi bu yılın açıklamasına. “Şükür”dedi. Sonunda 2021 yılında 52 Milyon yolcuya hizmet verdi ve 45 Milyon Avro net kar açıklarken. Portföylerinin daha da genişlettiklerini söyleyerek hissedarlarına da müjdeyi verdi. Ülkemizin böyle yöneticiler ihtiyacı çok…

BİRAZ DA BİZDEN.

Biliyorsunuz 2 yılı biten bir pandemi dönemi yaşadık. Hala da devam ediyor. Ancak orada yani İstanbul Havalimanı’nda sizleri habersiz bırakmamak için 24 saat sistemiyle görev yapan bir gazeteci gurubu var. Yani bizim Havalimanı Muhabiri arkadaşlarımız. Hepiniz pandemi’nin en yoğun olduğu günlerde pencereden bakmaya bile korktuğunuz zamanlarda onlar hep görevlerinin başındaydı. Hiç şikayet etmediler. Aralarında pandemiye yakalanan da oldu ama, iyileşti görevinin başına döndü. Havalimanı işletmeci firması İGA bu arkadaşlarımıza hep sahip çıktı. Onları kendi personeli gibi gördü. Buradan İGA yetkililerine özellikle CEO Kadri Samsunluoğlu’na teşekkürler. İGA hakkında da elbet yazacak güzel şeylerimiz var ama elimde yeteri kadar done olmadığı için onu bir sonraki yazıya erteledim.

Sağolsunlar.

Basın odasında görev yapan başta Dernek Başkanımız ve Haberapron İnternet Sitesi Yöneticisi Celal, Enver, İbrahim(DHA), Tuncer, Ferhat (İHA), Cevdet(Sabah), Yasin (Yeni Şafak), İzzet, Kenan (AA) ve Serbest Muhabir Hüseyin Aslıyüce kardeşlerim hiç aksatmadan bu dönemde görev yaptılar. Kutluyorum. Not: Soyadlarını yazmadım. Onlar ekran yüzü olmadıkları için sadece isimleriyle tanıyın yeter. Nasıl olsa onların yaptığı haberleri okuyan ekran yüzlerini ezbere biliyorsunuz.

Yazarlar