SON DAKİKA
Tarih : 2025.08.31 21:37:03

Havalimanı Muhabirliği Böyle Bir Şeydir

HAVALİMANI MUHABİRLİĞİ BÖYLE BİR ŞEYDİR…

ONBİNLERLE KARŞILARLAR, TEK BAŞINA UĞURLARLAR…

Davul Zurnayla gelirsin, zurnanın zırt dediği son delikle gidersin… Bütün bu geliş ve gidişlere Havalimanı Muhabirleri eşlik eder. Bu, o assolistin olduğu kadar, Havalimanı Muhabirinin de kaderidir. Bu belki bir futbolcu, belki bir Teknik Yönetmen, belki de bir Siyasetçidir. Morinhio Olayı tam da böyledir.

Kanatlar üzerinde 10 binler tarafından karşılanırsın, giderken ise İstanbul Havalimanı’nda tek başına telefonuna çökmüş, alacağın tazminatı hesaplayan birisi olursun. Bu görüntüleri çeken Havalimanı Muhabirleri tüm ülkeyi ekranlara kitlerken, onlar senin yaptığın hesapları değil, sadece kameraları gözünde nasıl daha iyi bir açı bulabilirim derdindedir. Şunu hiç kimse unutması; Havalimanı Muhabirleri için Mourinho’lar bitmez. Burada eski ve kıdemli bir Havalimanı Muhabiri olarak şunu söylemeden geçemeyeceğim; “ Geçtiğimiz günlerde ülkemizin ünlü bir ajansı İstanbul Havalimanı’nda ki deneyimli bir muhabiri ile ilişkisini bitirdi. Nedenini bilemem…

Ancak o anlı şanlı ajans sanırım dün bu olayda her halde sıkıntı yaşadı. Bu ilişkilere gönül kıran şeklinde son veren yönetici arkadaşlara da ufak bir sözüm var: “Ben oraya daha düşük bir maaşla genç bir arkadaş yollar işi hallederim derseniz, yanılırsınız. İstanbul Havalimanı o bildiğiniz Havalimanlarına benzemiyor. Beş yıldır gelip gidiyorum. Hala ulaşamadığım birçok noktası var. Uçaklar aynı anda üç piste inip kalkıyor. Transit salonlar, terminal işlem salonlarından daha kalabalık. Yüzbinlerin lafı edilmiyor. Bazı kararları alırken daha akılcı olun. Danışın, öğrenin, ezbere iş yapmayın. “ Bu yazıya son verirken bir anda aklıma geldi, sizler Mourinho’un hiç eşini ve çocuklarını İstanbul’da gördünüz mü? Ben görmedim.

Hiçbir kebapçı da gördünüz mü? Ben görmedim. Demek bu arkadaş yalnızlığı seven bir kişilikmiş. Önce Havalimanı Muhabirleri arkadaşlarımın ellerine sağlık diyelim ve ekşi sözlükte gördüğüm bir sözcükle de yazıyı bitirelim: “Bazı anlar, kendim bile kendime kalabalık geliyorum…”

İyi Pazarlar…

Yazarlar