SON DAKİKA
Tarih : 2025.08.26 13:01:50

Öğrenmenin Yaşı Yoktur Derler

ATATÜRK:

“ÇOCUK, BİZ DE URFA’NIN ORAYA BİR MEDENİYET GÖLÜ YAPALIM.”

BÜYÜK ÖNDERDEN, GAP’IN İLK IŞIĞINI ÇAKAN BU SÖZÜNÜN PEŞİNDEN GİTMEK…

‘Öğrenmenin yaşı yoktur’ derler. Göz Bebeğimiz GAP’ın ilk kıvılcımını Büyük Önderimiz Atatürk’ün yaktığını bu yaşımda öğrendim. Eskiler, ‘Çok gezen mi, yoksa çok okuyan mı bilir’ diye sorarlardı. Şimdi elde kumandayla kanal kanal gezen daha çok bilir diye cevap verebilirim. Ben de bazı akşamlar elimde kumanda kanal kanal gezerim. Sanırım Ulusal Kanaldı. Bir hanım kardeşimiz Harran’a su yürümesi ve GAP ile ilgili belgesel tadında program sunuyordu. Dikkatimi çekti, biraz takıldım. Bilgi veren bir programdı. Ayrılamadım. Programı sunan kardeşimizin adı sanırım Devrim Aşkın Karasoy’du.

Bu kardeşimiz bir anda Harran ile Fırat’ın kavuşma macerasını anlatırken işte o cümleyi söyledi: “Çocuk biz de Urfa’nın oraya bir medeniyet gölü yapalım.” Bu sözü söyleyen Atatürk’tü. Evet, biranda bütün antenlerim açıldı. Daha da dikkatle izlemeye başladım. Bu nasıl vizyondu? 1930’lu yıllarda Büyük Önder, Başbakan Celal Bayar’a Mezpotamya’nın bereketli topraklarına bir baraj yapılması ve buradan elektrik üretilmesi talimatını veriyordu. Yani bugün hepimizin bildiği o ünlü GAP’ı n ışığını çakmıştı. Bu nasıl vizyondu? Yüz yıla yakın bir süre önceden bu günleri görebilmek. Askeri dehanın yanında, bir de mühendislik dehası… Atatürk, “Buraya bir insanlık gölü inşa edelim” diyerek GAP’ın ilk adımını 1934 yılında böylece atıyordu.

BİR HAFTADIR BU CÜMLENİN PEŞİNDEYİM.

Fırat nehrinin suyu ile bereketli toprakların buluşmasının hikayesi inanılmaz. Yazmaya kalksam sayfalara sığmaz. Bu sözün peşinde kısa bir araştırma yaptım. Bakın Vecdi Yılmaz adlı bir Yazar kardeşimiz bu konuda şunları yazıyor: “ Asur Kralı Nemrud’dan yüzlerce yıl sonra HARRAN’la FIRAT’ı evlendirme planını TC’nin yeni bir Valisi ele aldı. O, Fırat’la Harran’ı kavuşturma düşünün cumhuriyet tarihinin ilk mimarı oldu. Urfa’da 1924 -1928 yılları arasında valilik yapan FUAT BATURAY, düşündü taşındı ve bölgenin kaderini değiştirebilecek bir projeye, henüz kurulmuş cumhuriyetin ilk yıllarında el atmak istedi.” “Vali Baturay, Harran Ovası’nı sulamak için Fırat Nehri’nden kanal açmanın yollarını ararken, bu planlar çerçevesinde ATATÜRK’de boşa akan sulardan elektrik enerjisi elde etmenin çalışmalarını yaptırıyordu. Böylece, Elektrik Etüd İdaresi kurulması talimatını verdi. Bu arada 1937 yılında Dinyeper Nehri üzerinde baraj çalışmalarına katılmış iki Rus mühendis Ankara’ya davet edildi. ATATÜRK, mühendislerle birlikte Sovyet Büyükelçisi’ni de Çankaya’ya davet ederek bilgi aldı ve yanında ki Başbakan Celal BAYAR’a dönüp “ÇOCUK, BİZ DE URFA’NIN ORAYA BİR MEDENİYET GÖLÜ YAPALIM ” dedi.

Atatürk’ün Güneydoğu Anadolu bölgesine yönelik en önemli bu projesi, öldükten sonra hayata geçirilen GAP Projesi’dir. Tarihin en büyük dehalarından Atatürk, “Buraya bir insanlık gölü inşa edelim” diyerek GAP’ın ilk adımını 1934 yılında atmıştır.”

TÜRK MÜHENDİSLERİNİN ZAFERİ.

İlk ışığını büyük önderlerinden alan ve çoğunluğu İTÜ’lü olan Türk Mühendisler ortak kurdukları ATA İnşaat Şirketi ile ihaleyi kazanırlar. İşte o mühendislerden bir kaçının yürek burkan sözleri:

AHMET CEMAL KURA:

“Bütün bu anlatmalarımıza rağmen gene de kısmen tereddütlü olan kimseler olabilir. Onlara da son defa şunları söylemek mecburiyetini hissediyoruz: Biz bu büyük noktaya bedavadan gelmedik. İçimizde Cumhuriyetin en büyük okullarından alınmış feyz, memleketin dört bir köşesinde otuz beş senelik didinmenin tecrübeleri… Hiçbir maddi düşüncemiz yoktur. Biz bu işe hayatımızın geri kalan kısmını da vermiş olduğumuzu biliyoruz. Son zamanlarda Türkiyemiz Atatürk’ün en büyük arzusu olan geri kalmışlık zincirini kırarak çağdaşlık düzeyinde muntazam adımlarla ilerlemeye başlamış durumdadır. Bu eserin yapımı ise Türkiye’nin dünya önünde bir imtihanı olacaktır. Böyle bir imtihanda, böyle bir milli davada milletimizi mahcup etmeye hiçbir hakkımız olmadığını biliyoruz. Kaldı ki Allah göstermesin böyle bir durumun utanmazlığına tahammül edecek bünyelere de sahip değiliz.” (DSİ, 1983).

ERTUĞRUL KURDOĞLU:

“Bu işe âşık olmuştum. Yegâne arzum ne yapıp edip bu işi alabilmekti. Bu iki ay içerisinde uyku uyuyamadığımı söyleyebilirim. Bugünden düne bakarak düşündüğümde hayatında hiç baraj yapmamış biri olarak benim bu işi almamda, sanki ilahi bir gücün etkisi varmış hissine kapılıyorum. Aşkla yaptığımız bu işi Allah bize nasip etti. Ben iyi ki baraj yapmamışım o zamana kadar. Yapmış olsaydım belki o kadar cesur olmayabilirdim veya yapımında karşılaştığımız problemlere bilinen çözümlerle yaklaşarak engelleri aşmada sorun yaşayabilirdik.”

NURHAN MOTUGAN:

Atatürk Barajı büyüklük ve mühendislik teknolojisi olarak öylesine müthiş bir projeydi ki inşaat sektöründe Türkiye’nin önünü açtı, büyük bir atılım oldu. İnanılmaz bir makine parkı vardı. Projede on binlerce insan çalıştı, herkes için ve tabii ki bizlere kazandırdığı tecrübeler açısından da bir okul gibiydi. ”

GAP’TA GÖZÜ OLANLARIN…

Benim bile bu yaşıma kadar ilk kez duyduğum başlıkta ki bu anlamlı sözün peşinden giderken nerelere geldik. Sanırım asıl geldiğimiz yer, üstünde önemle durmamız gereken yerin GAP’ın evrensel bir güç olmasıdır. Dünya da petrolün 50 yıl sonra biteceği söyleniyor. Ondan sonra su savaşları başlayacak. Allah’ın bir lütfu olarak kabul edeceğimiz GAP gibi devasa su kaynaklarımız bizlerin göz bebeği. Ancak kötü niyetlilerin ise kafalarının arkasında yaşattıkları ve adım adım yürütmeye çalıştıkları bir kolpo. Yarım asırdır bu projeleri durdurmak, yavaşlatmak gibi ellerinden geleni yapanların bu emellerinden vaz geçeceklerine pek inanmıyorum. Bakın uzun yıllar Olağanüstü Hal Bölge Valiliği ve İstanbul Valiliği yapan rahmetli Hayri Kozakçıoğlu’nu bizim Havalimanı Muhabirleri Derneği yöneticisi arkadaşlarım o dönemde ziyarete gittiler. Rahmetli Kozakçıoğlu bu ziyaretten çok mutlu olur. Samimiyet ilerler ve Sayın Kozakçıoğlu yazılmamak şartıyla adeta içini döker. Aralarında geçtiğimiz yıllarda bir motosiklet kazasında kaybettiğimiz ve benim de yardımcım olan Rauf Gerz, Valiyle yaptıkları sohbeti anlattı. Kozakçıoğlu yazılmamak şartıyla bu konuda bakın neler söylemiş, hiç unutmam: “

Bu PKK’yi bizim başımıza Amerika bela etti. Bunu oradaki görevlerim sırasında daha iyi anladım. Amerika Güneydoğu Anadolu’da yapılan GAP projesinin bitirilmesini istemiyordu. Bu projenin bitmesi demek Türkiye’nin çağ atlaması demek olacak ve çok kuvvetlenecekti. Harran’a su yürüyecek, üretilecek en başta pamuk da dünya piyasasını ele geçirecekti. Ayrıca dünyada petrol bittikten sonra su savaşları olacaktı. GAP büyük kaynaktı. Özellikle kankaları İsrail için. Gözleri oralardaydı. İşte bunun için başımıza bu PKK’yı bela etti. PKK küçük bir terör örgütü durumundan, ABD desteği ile tam bir baş belası oldu. GAP’a harcamamız gereken parayı bu belayla uğraşmaya harcadık 30 yılda tam 100 milyar dolarımız gitti.” Biliyorsunuz 45-50 yıl sonra bu GAP’ın büyük bölümü bitti. Bu kez de bir ajan mühendis yolladılar ve bilerek yapılan hatalı sulama nedeniyle toprağı çürüttüler. O şerefsiz mühendis şimdi Amerika’da. İşin bir de Vaat Edilmiş Topraklar hikayesi var. Bunlara göre gün İsa Peygamber bu topraklara inecek ve Armegeddon denilen savaşı başlatacak ve Nil nehrinden Fırat nehrine kadar İsrail’in önderliğinden yeni bir devlet kuracakmış. Buna inanan mezhep te Evangelistlerden kurulu. ABD Başkanlarının çoğu da bu mezhepten. İsa Peygamber gelmeden önce bölgede ön hazırlık yaptıklarını söyleyenlerin icraatları ortada. Ortadoğu’da ön hazırlıkta temizlemedikleri ülke bırakmadılar. Son olarak Gazze’nin işgali.

SON SÖZ.

Bakın dostlar Kozakçıoğlu Valimizin dediği gibi, kalkınmaya ayıracağımız parayı yıllarca PKK ile mücadeleye yatırdık. Şimdi 27 Şubat'ta yapılan bir çağrı sonrası PKK silah bırakmaya başladı. Kuzey Irak'ta sembolik bir tören düzenlendi. Amaç terörsüz Türkiye. Barış süreci başladı. Bu çok hassas bir konu. Akıllı olup kazandıklarımızın kıymetini bilmemiz lazım. Çatlak sesleri elimizin tersiyle itmemiz gerekir. Meslek hayatımın büyük bölümü terör örgütlerinin, devlet güçleriyle yaptıkları çatışmaları takip etmekle geçti. Çok kelle koltukta günlerimiz oldu. Allah o günleri bir daha göstermesin. İktidarı ile muhalefeti ile bu konuyu titizlikle korumalı ve GAP ruhunu ülkemize getirenlerin, özellikle başta Atatürk’ümüzün bu sözü ışığında adımlarımızı çok dikkatli atmamız gerekir.

Yazarlar