SON DAKİKA
Tarih : 2019.11.05 14:58:51

Tecrübe Yediğimiz Kazıkların Toplamıdır

ASLINDA FIKRA HER ŞEYİ ANLATIYOR…

TECRÜBE YEDİĞİMİZ KAZIKLARIN TOPLAMIDIR…

Dünyanın en büyük uçak imalatçısı Boeing’in üstünden dert ve musibet bir türlü eksik olmuyor. Önce MAX tipi, şimdi de 737 NG tipi uçaklar. Son bela ise kanatların gövde ile birleştiği yerde oluşan çatlak. MAX ve NG tipi uçakları kullanan çok sayıda havayolu şirketi böylece Boeing mağduru. Tabi ki bunlara bizim THY’de dahil. MAX’tan 13 uçak kızakta beklerken NG’den ise şimdilik bir uçak hangara girdi. Zararı hiç sormayın. Çatlak sonrası oluşan sıkıntı akla o ünlü fıkrayı ister istemez getiriyor:

İsterseniz hatırlayalım: “

Dünyanın en büyük uçak üreticilerinden bir tanesi, yüz milyonlarca dolar harcayarak yeni bir uçak geliştirir. Ancak ilk deneme uçuşunda, iki kanat da kökünden kopar. Mühendisler aylarca çalışır, sorunu bulamazlar. Son çare, CEO bütün personeli toplayarak, ofis boydan mali işler müdürüne, hukuk baş müşavirinden temizlik işçisine ‘Herkes fikrini söylesin, en aykırı öneriyi bile dikkate alacağız’ der. Gelen öneriler tek tek değerlendirilir, hiç biri işe yaramaz. Her seferinde uçağın kanatları tam dibinden kopar. Çaresiz, çok abuk sabuk bulunduğu için sona bırakılan bir öneriyi de uygulamaya karar verirler. ‘Kanatların tam gövdeyle birleştiği yere delikler açalım’. Hikaye bu ya, bilgisayar simülasyonunda, sonra makette, prototipte, öneri işe yarar. Kanatlarının dibi delik olan uçak bütün testlerden başarıyla geçer. CEO coşku içinde herkesi tekrar toplar ve müjdeyi paylaşır. ‘Bu öneriyi kim yaptıysa lütfen kendini tanıtsın’ der. Uzun bir sessizlik olur. Derken en arka sıralardan birisi, üstünde mavi iş önlüğü, elinde süpürge ve faraş, utana sıkıla, arkadaşlarının arkadan iteklemesiyle öne çıkar. CEO adamı kucaklar ve herkesi alkışa davet eder.

Sonra sorar; “Arkadaşım hangi bölümde çalışıyorsun sen?”

“Tuvaletleri temizliyorum efendim” der yaşlı adam.

“Öyle mi, peki şirketimizi iflastan kurtaran bu dâhiyane fikir aklına nereden geldi?”

Yaşlı temizlikçi, “Valla beyim” der, utana sıkıla, “yıllardır tuvaletleri temizlerim, biliyor musun, bu içine ettiğimin tuvalet kağıtlarının asla delikli yerinden yırtıldığını görmedim...”

Tabi fıkra bu ya bundan da çıkacak bir sürü ders vardır.

ŞEYİNDEN KORKMAYACAKSI

Bir zamanlar Hürriyet Gazetesinde Serdar Devrim adında bir arkadaşımız vardı. Güzel yazılar yazardı. İşte Serdar 28 Haziran 2015 tarihli yazısında bu alınması gereken dersi çok güzel açıklıyor; ‘Bilgi ve tecrübe sermayesi’ şirketler için bilançoda yazan sermayeden çok ama çok daha önemlidir. Rutin işleyişte şirketin işini herkesten daha iyi, hızlı ve verimli yapmasını sağlar. Olağanüstü durumlarda ise hayat kurtarır. Peki bu bilgi, tecrübe ve beceri birikimini (1) rutin işleyiş içinde en iyi şekilde değerlendirmek, (2) ihtiyaç hasıl olduğunda da ‘aa dur yahu, bu konuyu … iyi bilir, ona danışalım, ondan yardım isteyelim’ diyebilmek için ne yapmak gerekir?

Bir : Kompleks sahibi olmamak, şeyinden korkmamak gerekir.

İki : Çalışanları tek tek tanımak gerekir. Sadece meslekî açıdan değil, her açıdan. Bunun için de, geçenlerde söylediğim gibi, çalışanın arkasındaki insanı görmek gerekir. Bu her kademenin işidir, sadece İK’nın değil.

Üç : Çalışanları motive etmek, şirketi ‘sahiplenmelerini’ sağlamak gerekir.

Makineler, çalışanların kol gücünün yerini aldı. Bilgisayarlar, insan beyninin hafıza ve işlem fonksyonlarını giderek ikame ediyor. Fark (ve dolayısıyla verimlilik) yaratmak için bundan böyle çalışanlarınızın bilgi, tecrübe ve becerisi ile hayal gücüne muhtaç olacaksınız. Yarın, sadece gerçek sermayelerinin ‘insan’ olduğunu - sözde değil özde - anlayan şirketler hayatta kalacak. Buraya kadar Serdar söyledi. Buna ben de bir ilave yapmak istiyorum. Önünde sonunda tüm şirketler bir gün tecrübeye muhtaç olacaktır. Peki tecrübe nedir? Bana göre tecrübe, “Yediğimiz kazıkların toplamıdır”

Yalansa yalan deyin.

Yazarlar